Danimarka'nın Herning kentinde düzenlenen Dünya Güreş Şampiyonası'nda, grekoromen stil 74 kiloda altın madalya kazanan Selçuk Çebi, şampiyonadan bir gün önce doğan oğlu Yusuf'un, başarısına önemli etki yaptığını söyledi.
Selçuk Çebi, Trabzon'un Araklı ilçesindeki evinde, eşi Kübra ve oğlu Yusuf ile birlikte evinde nkonuitu.
Çebi, 3 yaşındayken hastalık nedeniyle ölen ağabeyinin adını verdiği oğlu Yusuf'un, şampiyona öncesi milli takım kampına gideceği gün doğduğunu söyledi.Yusuf'u bir gün gördükten sonra ondan ayrılmak zorunda kaldığını ifade eden Çebi, ''Dünya şampiyonasında maçlara çıkmadan önce sağ el serçe parmağıma mavi kurdele bağlıyordum. Mavi kurdeleyi görünce, 40 gün önce doğan oğlumu hatırlıyordum. Hatta bir maçım biraz sıkıntılı geçti. Gözüme kurdele takılınca (bu maçı oğlum için almam lazım) dedim. Dünya şampiyonasındaki benim yasal dopingim oğlum oldu. Onun hevesi ve yasal dopingi ile kazandık. Oğlum ve 72 milyon Türk milletinin dualarını hiçbir zaman unutmadım'' dedi.
''Koca Yusuf'' diye seslendiği oğlunun da kendisi gibi güreşçi olmasını istediğini anlatan Çebi, ''Bir gün oğlum büyüyecek ve daha büyük başarılar elde edecek. Ben de onu karşılayacağım ve yaşlı Selçuk olarak onunla gurur duyacağım'' diye konuştu.
Zorluklarla Gelen Başarı
Spor hayatını İstanbul Büyükşehir Belediyespor'da sürdüren Çebi, özellikle güreş sporuna başladığı dönemde büyük zorluklar çektiğini söyledi.
Amatör branşlarda herkesin zorluklar yaşadığını belirten Çebi, şöyle devam etti: ''Zorluk çekmedim diyen doğru söylemez. Güreşe ilk başladığımda 6 kilometre köyden gelir, aynı şekilde geri dönerdim. Daha sonra Trabzon'da idman yapmaya başladım. İdman için günde 60-70 kilometre yol gitmek zorunda kalırdım. Belli kısmını yaya, belli kısmını arabayla giderdim. İdman yerimiz, zorlukları, malzeme eksiklikleri, sıkıntıydı hepsi. Ancak her büyük sıkıntının ardından büyük başarılar geliyor.''
Sabır gösterilmesi ve inanılması halinde başarının geleceğini vurgulayan Çebi, ''Ne kadar sabredersen, inanırsan başarının gelmemesine imkan yok. İnandık ve Dünya Şampiyonu olduk. Bu benim hayatımdaki iki numaralı hedefimdi. Bunu başardım. Şimdi bir numaralı hedefim olimpiyat şampiyonluğuna ulaşmak. Olimpiyat şampiyonluğunu da kazanmak istiyorum'' dedi.
“Savaşarak Kahramanlıkları Elimize Aldık”
Çebi, kendilerinin her zaman sporla uğraşan kişiler olduğunu vurgulayarak, ''Biz bazı sanatçılar gibi birbirimize takılarak gündemde kalabilecek kişiler değiliz. Yoksa birine takılırsın, laf atarsın, arkasından farklı konuşursun, gündemde bir şekilde kalırsın. Kahraman vardır; bazıları rol yaparak kahraman olur, biz sporcular savaşarak kahramanlıklarımızı elimize alırız'' diye konuştu.
Bileklerinin gücü, alınlarının teriyle başarı sağladıklarını ifade eden Çebi, ''Ülkemizin bayrağını göndere çekmek, İstiklal Marşı'nı okutmak için, hayatımızdan, kendimizden ödün veriyoruz. 18 yıldır güreş yapıyorum. Devlet bana nereye gideceğimi söylerse, ben oraya gidiyorum. Ben 18 yıldır bu devletin askeriyim'' ifadelerini kullandı.
Spor branşları içinde her zaman futbolun ön planda olduğunu kaydeden Selçuk Çebi, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Türkiye'de futbolun dışındaki amatör branşlar üvey evlat muamelesi görüyor. Türkiye'de ve dünyada her şey futbol. Televizyonlarda spor programları yapıyorlar, yanlış yapıyorlar. Bence futbol programı yapmaları lazım. Biz öyle zaman geliyor futbola öyle kızıyoruz ki, maçları dahi izlemiyoruz. Biraz tanınmış bir futbolcu sokağa çıkamıyor. Binlerce kişi peşine takılıyor. Ama bırakın beni, asrın sporcusu seçilmiş Sayın Milletvekilimiz Hamza Yerlikaya'yı bile tanımakta zorlananlar var.''
“Sevdiği Yemekler Hamsi, Mısır Ekmeği, Yoğurt ve Karalahana”
Çebi, yöresel yemeklerden özellikle karalahana, hamsi, mısır ekmeği ve yoğurt ile mıhlamayı çok sevdiğini söyledi.
Daha önceki şampiyonalarda 66 kiloda yarıştığını, ancak kilosunu 74'e çıkardığını belirten Selçuk Çebi, ''Bazen de bu kiloyu aştığımız oluyor. O zaman su içemiyorsun, yemek yiyemiyorsun. Karalahana, hamsi, mısır ekmeği ve yoğurt ile karalahanayı çok seviyorum. Kilo düşeceğim zaman en çok bu yemeklerden uzak kalmak beni etkiliyor. Bu zamanlarda evde yöresel yemek yanımda yenmez. Misafirliğe gittiğimizde yemek ikramlarını geri çevirmek çok zor oluyor. Televizyonlardaki yemek programları beni çok etkiliyor'' dedi.
Bu yıl, hocalarının 74 kiloda mücadele etmesine karar verdiğini anlatan Çebi, ''74 kilo dünyanın en zor ve kalabalık sıkleti. 74 kiloda iki kez üst üste Dünya Şampiyonu olan güreşçi yok. Bir anda kilo yükseltince adapte olamamamız, uyum zorluğumuz olabilirdi. Ancak biz bunu yaşamadık. Rahat bir şampiyona oldu '' diye konuştu.
Çebi'nin eşi Kübra ise Selçuk'un başarısından büyük gurur duyduğunu ifade ederek, ''Selçuk evde son derece beyefendi ve iyi bir insan. Her konuda bana elinden geldiği kadarıyla yardımcı olmaya çalışıyor. Ancak babalık görevlerini şampiyona sonrası yoğunluk nedeniyle henüz tam olarak yapamadı. Yoğunluk sonrası bunu da başarıyla yapacaktır'' dedi.
Eşinin bu sözleri üzerine Selçuk Çebi, ''Gece ikide Yusuf uyanınca ayaklarımda ben sallıyorum'' diye karşılık verdi.