Trabzon Ticaret ve Sanayi Odası (TTSO) tarafından düzenlenen, “Yoksul Ülkelerin Umudu; Kümelenme” konulu toplantıda, konuşan Yönetim Kurulu Başkanı M. Suat Hacısalihoğlu, “Gelecek dönemde kümelenmenin bir parçası olamazsak, artık bilmeliyiz ki silinip gideceğiz. Bunu gelecekte yaşamamak için bugünden çalışmalara başlanması ve üzerimize düşen görevleri almalıyız” uyarısında bulundu.
BAŞKAN M. SUAT HACISALİHOĞLU: TRABZON KÜMELENMENİN BİR PARÇASI OLMAK DURUMUNDADIR
Başkan M. Suat Hacısalihoğlu, Batı ülkelerinde uzun yıllardan beri uygulanmakta olan kümelenmeye Türkiye’de yeni başlangıç yapıldığını anımsatarak, daha hızlı kavranarak uygulamalara geçilmesi gerektiğine işaret etti.
Hacısalihoğlu, kümelenme içinde yer alan işletmelerin ortak çıkarlar elde edebileceğini bunlar arasında girdi maliyetlerinin düşürülmesi, üretim, pazarlama, AR-Ge ve inavasyon gibi çalışmaların bulunduğunu vurguladı.
Başkan M. Suat Hacısalihooğlu, Meclis Başkan Yardımcıları İbrahim Nalbant ve Mehmet Çelik ile birlikte toplantının sonunda, Çankaya Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Ziya Burhanettin Güvenç’e , toplantının anısına plaket sundular.
PROF. DR. ZİYA BURHANETTİN GÜVENÇ: DEVLET KÜMELENME MEVZUATINI ÇIKARTMALI
Toplantıda, “Yoksul Ülkelerin Umudu; Kümelenme” konulu Çankaya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ziya Burhanettin Güvenç’in yoksulluk için “cebi delik” insan tanımlamasının ilk anda yapılabileceğini, ancak 21. yüzyılda bilgi, ar-ge, yeni fikirler üretmemenin asıl yoksulluğun tarifini oluşturduğunu belirtti. Bu türden bir yoksulluk yaşamanın sonucunun ise “cebi delik” olduğunu söyledi.
Bilgi üretemeyen, ar-ge yapamayan, yeni fikirler ortaya koyamayan yoksul ülkelerin, bu alanda zengin ülkeler ile rekabet edebilmesinin stratejik yolunu kümelenmenin oluşturduğunu belirten Prof. Dr. Güvenç,” kümelenmenin özünde bölgesel kalkınma yatıyor. Bu modeli kendi koşullarımıza uygun olarak palanlaşabilirsek rakiplerimizle yarışmak mümkündür.”dedi. Kümelenmeyi beceremeyenlerin ise yoksullukta kümeleneceğini ileri sürdü.
“Prof.Dr. Güvenç, “ yoksulluğumuzu, “Takdiri ilahi” ile açıklamanın cehaletin bir ürünü olduğunu belirterek, “cehalet bütün kötülüklerin anasıdır” şeklinde konuştu. “cebi deliklik” bir sonuç olduğunu, Afrika’da toprağı ekemeyen, balığı tutamayan insanların cehalet ve bilgisizlikten bunu yaşadığını ve yoksul kaldığını kaydetti.
Türkiye’de üniversitelerin bilgi, ar-ge ve inavasyon alanlarında karnı tok olduğunu, ama piyasada bulunan KOBİ’lerin karnının aç olduğunu, anımsatan Prof.Dr. Güvenç, Çankaya Üniversitesi olarak kendi Rektörlüğü döneminde bu çarpıklığı bir sosyal sorumluluk projesi olarak ele aldıklarını ifade etti. Açlık, tokluk dengesizliğini gidermeye çalıştıklarını bildirdi. Ankara’da Ostim’de makine sektöründe 2007 yılında başlayan 80 KOBİ üyeli bir kümelenme başarısı ortaya koyduklarını aktardı.
Trabzon bölgesinde de kümelenmeye yönelik bütün değerlerin yer aldığını, bu yönde adımların atılması gerektiğini ifade eden Çankaya Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Ziya Burhanettin Güvenç, turizm, hizmet sektörü veya bir ticari kümelenme tercihi yapılabileceğini vurguladı. Mazeret üretilmemesi ve muhakkak kümelenilmesi gerektiği uyarısında bulundu.
Çin’in ülke olarak kümelenme modeli uyguladığını, yurt dışı alımlarını toplu yaptığını, bu kapsamda Karadeniz Bölgesi’nde Demir Çelik Fabrikası ile 3-4 yıllığına kendi sanayisi için toplu alım yapmakta olduğu vurguladı. Aynı bölgede bulunan bir makine KOBİ’sinin bu fabrikadan Çin’den daha yüksek maliyetlerde alım yapabildiğine dikkat çekti. Bu durumda, yerli sanayide ki KOBİ’nin hammadde maliyetine Çin’in mamul madde üretmiş olduğunu, bu rekabetin mümkün olmadığını hatırlattı.
Türkiye’de kümelenmenin henüz devlet tarafından algılanamadığını, bir mevzuata kavuşturulmadığını belirten Prof.Dr. Güvenç,” Önümüzde oda ve kooperatif gibi tanımlamalar var. Ama devletimiz hala kümelenmenin tanımlamasını yapabilmiş değil ki mevzuatına hakim olsun.” diye konuştu.
NANO TEKNOLOJİ DÜNYA EKONOMİSİNİN GELECEĞİNİ BELİRLEYECEK
Çankaya Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Ziya Burhanettin Güvenç, nano teknolojinin dünya ekonomisinin geleceğini belirleyeceğini belirttiği konuşmasında acil tedbirler alınması gerektiğine işaret etti.
Nano teknolojinin ekonomideki ağırlığının çok hızla ilerlediğini belirten Prof.Dr. Güvenç, 2006 yılında dünya genelinde 60 milyar dolar nano teknoloji ürünü satıldığını anımsattı. 2020 yılında nana teknoloji ürün satışının bir trilyon dolara varacağının beklendiğini, ardından iki ve üç trilyon dolara yükselmesinin beklendiğini vurguladı.
Yakın zamanda dünya üzerinde küçük bir leke olan nano teknolojinin, artık büyük bir leke haline geldiğini, nano teknoloji ile iş ve üretim yapanların ayakta kalacağını, dışında kalanların ise yok olmaya mahkûm olduklarını ifade etti.
TÜRKİYE KATİLLERİ TARTIŞIYOR, NANO TEKNOLOJİYİ SAVSAKLIYOR
Prof.Dr. Ziya Burhanettin Güvenç, nano teknoloji konusunda yaptığı açıklamalarda, dünya da bu çeşitli ülkelerin nano teknoloji üretimi için çeşitli sektörlerde kümelenerek gelecekte üstünlük sağlamaya çalıştığını anımsattı.
Türkiye’nin nano teknoloji alanında bir kümelenme modeli dahi bulunmadığını, çok değil, otuz yıl sonra bu nano teknolojinin dışında kalanları büyük bir tehlike beklediğini öne sürdü.
Nano teknoloji üretebilmek için, on ayrı AB ülkesinin, ayrıca dünya devi şirketlerin bir araya gelerek kümelenme yoluyla çalıştığını, aktardı.
Prof.Dr. Güvenç, bugünkü neslin Türkiye’de nano teknolojiyi ihmal etmesi durumunda bunun zararını bu neslin torunlarının göreceğini vurguladı. Nano teknoloji ile sınırsız imkanlara kavuşulurken, dışında kalanlarınsa sınırlanarak rekabet dışına itileceğini bildirdi.
Dünya genelinde elli yıldan beri süregelen kümelenme modelinin, Türkiye’de hızla kabul görmesi gerektiğini, bunun tadına varıldığında, Anadolu’da hızla yaygınlaşacağını belirten Prof.Dr.Güvenç,” Trabzon’da da kümelenme kurulsun. Daha sonra kümelenmeyi başaran diğer iller ile Anadolu Kümelenmeler Birliği oluşturalım. Böylece çok pahalı olan nano teknoloji alanında çalışmalara ülkemizde başlayabilir.”diye konuştu.