Artvin Çoruh Üniversitesi Orman Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Fehmi Türker'in danışmanlığını yaptığı, yüksek lisans öğrencisi İnci Zeynep Aydın'ın hazırladığı ''Ekoturizmin Türkiye Orman Köyleri Kalkınmaları Üzerindeki Sosyo Ekonomik Etkilerinin Ölçümü - Türkiye Gürcistan Sınırı Camili Biyosfer Alanı Örneği'' konulu çalışma Camili havzasında bulunan Uğurlu, Maral, Efeler, Kayalar, Düzenli ve Camili köylerinde gerçekleştirildi.
Prof. Dr. Türker, yaptığı açıklamada, çalışmanın ekoturizm etkinliğinin öncesi ve sonrasında bu turizm çeşidinin orman köylerinin kalkınmaları üzerindeki etkilerinin ölçümü için sosyo ekonomik ölçütleri ortaya koyma açısından önemli olduğunu söyledi.
Araştırmanın ekoturizm öncesine göre, bu dönemde araştırma alanındaki köylerde nüfusun belli kısmının göç etmesini engellediğini ve kentten köye geri dönüşün meydana geldiğini gösterdiğini belirten Türker, ''Ekoturizm etkinliği kapsamındaki kişilerin, ekoturizm çalışmalarına katılmalarındaki amaçlarının yeni iş imkanlarının oluşturulmasına fırsat sağlamak, yörenin kültürel ve sosyal yönden gelişmesine katkıda bulunmak ve en önemlisi de gelirlerini yükseltmek olduğu tespit edildi. Ekoturizm etkinliği kapsamındaki kişiler, ekoturizm etkinliklerine katılımları sonucunda kısmen de olsa bekledikleri sonuçları elde ettikleri vurguladılar'' dedi.
Türker, ekoturizmin gelişmesine katkıda bulunmak ve ek gelir temin etmek amacıyla uğraşılan faaliyetlerin neler olduğuna dair alınan sonuçlarda, bölgede geçmişten beri faaliyet halinde olan arıcılığın daha yaygın bir şekilde yapılmaya başlandığının ve pansiyonculuk yapıldığının ortaya çıktığını ifade etti.
Yörede yaşanan mevcut sorunların günümüzde de hala devam ettiğini belirten Türker, ''Ancak bu sorunların öncesine göre günümüzde ekoturizmde meydana gelen gelir artışına bağlı olarak yüzdeliklerinde bir azalma olduğu görüldü. Ekoturizm etkinlikleri öncesinde ve sonrasında ormanlardan yararlanma şeklinin kışlık yakacak odun ihtiyacının karşılanması olarak ifade edilmesine rağmen, bu miktarın öncesine göre yüzdelik olarak miktarında azalma olduğunu gözlemledik. Bu durumda köylülere sağlanan dikili satışların uygulanmasıyla, kışlık yakacak odun ihtiyacında azalma meydana geldiği söylenebilir'' diye konuştu.
-''KÖYLÜLER, EKOTURİZMİ BİR KALKINMA ALTERNATİFİ OLARAK DEĞERLENDİRİYORLAR''-
Köy halkının kendisinin bile zor şartlarda yaşadığı evlerde turistlerin ağırlanmasının çok zor göründüğünü vurgulan Prof. Dr. Türker, şöyle devam etti:
''Köylerde halk kendisine yeten, kapalı bir ekonomi varlığını sürdürmektedir. Ekoturizm etkinliği kapsamında gelecek turistler için kalacakları pansiyonlar ve gezecekleri yerler hakkında tam bir bilgilendirme yapılmadığı gözlenmiştir. Bazı alanlarda yer alan pansiyonlar çok güzel manzaralara sahip olmasına rağmen, gerekli tabela veya bilgilendirme olmayışından dolayı gelen turistlerin bu tür yerleri göremeden gittikleri belirtilmiştir. Köylüler henüz kendi gelişimleri açısından en iyi bildikleri tarım ve az da olsa hayvancılık alanında planlar yapmaktadırlar. Ancak ekoturizm konusunda zamanla fikirlerin de meydana gelen değişmelere koşut olarak bilgilenen köylülerin, ekoturizmi bir kalkınma alternatifi olarak değerlendirdikleri söylenebilir. Ancak yine de katılım yeterli düzeyde değildir.''
Prof. Dr. Türker, Camili'de büyük bir potansiyel oluşturan sebze tarımının organize edilmesinin, yörenin kalkınma dinamiklerinden biri olabileceğine dikkati çekerek, ''Ayrıca araştırma alanında kırmızı benekli doğal alabalık türü bulunmaktadır. Ancak araştırma alanında uygulanmakta olan HES projeleri neticesinde kırmızı benekli doğal alabalık türünün yaşama alanları sekteye uğramaktadır. Bu ürünlerin üretimi için yavaş da olsa değerlendirmeye ve korunmaya tabi tutulması gerektiği söylenebilir'' dedi.
Türker, ekoturizm etkinliği kapsamındaki kişilerin hayat standartlarını, eşya kullanımı, beyaz eşya lüks tüketim malları değişimi açısından olumlu yönde etkilediğini de vurguladı.
-''CAMİLİ HAVZASINDAKİ KÖYLÜLER TEK BİR ÇATI ALTINDA BİRLEŞMELİ''-
''Türkiye Gürcistan Sınırı Camili Biyosfer Alanı Örneği'' konulu çalışmayı gerçekleştiren İnci Zeynep Aydın, ekoturizm etkinliklerinin ekonomik, sosyal ve kültürel kalkınma aracı olarak görülmesi gerektiğini söyledi.
Araştırma alanında çalışmanın gerekçelerinden birinin de biyosfer rezervi alanı olarak kabul görülmesi olduğunu belirten Aydın, ''Biyosfer rezervi olarak kabul görülen yerler biyolojik çeşitliliğin korunması, ekonomik kalkınma ve kültürel değerlerin korunmasına dönük uygulamaların denendiği, seçildiği, sunulduğu ve geliştirildiği alanlar olarak bu özelliğin sürekli bir şekilde korunması gereklidir. Bu özelliğine yönelik olarak geniş önlem tedbirlerinin de alınması gereklidir'' dedi.
Aydın, ekoturizm etkinliğini sadece orman köylüleri için ekonomik bir ölçüt olarak değerlendirmek yanında ekolojik açıdan da değerlendirmek gerektiğini ifade ederek, ''Bu bağlamda bitki çeşitliliğine, tarihi ve kültürel kaynaklarına da önem verilmelidir. Bu kaynakların daha iyi korunabilmesi adına çalışma alanını daha iyi tanımakta olan iyi eğitilmiş yerel rehberlere daha çok gereksinim vardır. Ayrıca elde bulunan kaynakların hepsine yönelik olarak denetim mekanizmaları da oluşturulmalıdır'' diye konuştu.
Camili havzasının tanıtımı ve reklamı aşamasındaki etkinliklerin yeterli düzeyde yapılmadığına dikkati çeken Aydın, şöyle devam etti:
''Bu etkinliğin az olması turistlerin araştırma alanı ile ilgili çok kısıtlı bilgilendirme yoluyla araştırma alanını ziyaret ettikleri göze çarpmaktadır. 'Saklı Cennet' olarak bilinen bu alanında daha çok tanıtım ve reklamının yapılması ile kişilerin akıllarında devamlı kalıcılığını sağlayabilme yollarını bulmak gerekir. Öncelikle belli sınırlamalar atında bir denge oluşturulmalıdır ve bunların etkili ve sürekli kontrolü olmalıdır. Bütün Camili havzasındaki köylüler tek bir çatı altında birleşmelidir. Böylelikle yöre halkı da kendi geleceklerini tayin etme ve yönetebilme hakkını kullanarak ekoturizmin geliştirilmesine de katkıda bulunabilir.''
-''KÖYLERDE KİRLİLİK VE ATIK MADDE SORUNU YAŞANIYOR''-
Aydın, ekoturizm etkinliklerinin gitgide artmasıyla köylerde doğal olarak enerji, su ve diğer kaynakların tükenme oranında da hızlı bir artış meydana geldiğini vurgulayarak, ''Artışın hızlı olmasından dolayı kirlilik ve atık madde sorunu da yaşanmaktadır. Bu yüzden bu tür olumsuz sorunların daha da fazla artmaması için ve bu kaynakların doğru ve etkin bir şekilde yönetilmesi gereklidir'' dedi.