‘’Ben senin beni sevebilme ihtimalini seviyorum’’..Yılmaz Erdoğan’ın bir şiirinden alıntı..Bir zamanlar dilimizden düşürmüyorduk bu anlamlı dizeyi..
Çok hoşumuza gitmişti..Bir ara bizim ‘’çeekk bir bızıııt’’ımızın yerine bile almıştı. Özellikle Ahmet Kayacık bayılırdı. Gerçi gülmeden söyleyemezdi ama..
Şimdi nerden çıktı bu denilebilir mutlaka.. İşte insan bazen günümüz gerçeklerine dalınca böyle şeylere takılıyor hayal dünyasında.. Geçmişe özlemi artırıyor her geçen gün yani..
Birileriyle konuşup hasbi al etme şansı da olmayınca en güzel en ucuz yol hayal alemi oluyor. Ne kontör gerekiyor, ne de inter hattı.
Televizyon ekranlarında her saniye bu yeni icatların reklamları var. Hani almak için herkesin sıraya girdiği ‘’3G’’ler filan.. Alınıp ta kontör olmadığından arama işleminde değil de sadece ‘’Benim de var’’ havalarında taşımak için olanlardan..
Bir de iletişimde daha kolayı var kontör mazeretine sığınılmayacak..Ne var.. Çetleşmeler var, sonra fesbooklar var. ‘’Versene bana MSN’ni kaydedeyim’’ veya ‘’Bizim Gruba katılsana’’ esprileri..
Ama bütün bunlar sadece entel-dantel ortamında veya bende teknolojiyi kullanıyorum gösterişlerinde kalıyor. Genel de hatlar hep kesik olur. Olmasa da ‘’By ve Ok’’lar la kalır. Buluşup konuşabilme ihtimalleri..
Yani ne denir böyle durumda..’’Ben senin beni arama ihtimalini seviyorum.. Veya ‘’Bıızıııttt’’ da iyi gider..
Bir ara bu bizim ‘’Çeekk Bir Bıızzııtt’ın moda olup dillerden düşmediği dönemlerde.Eşref saatimizde büyük bir keyifli içten gelerek bir Bızzııııt çekmiştim de bizim Anadolu Ajansı’nın emektarlarından Yılmaz da kızmıştı..’’Bana nedir iki de bir bızııttt deyip duruyorsun’’ diye çıkıştı. ‘’Bende ona anlamını bilmiyor musun ?’’ demiştim. Sonra ona ‘’La biz anlamı olmayan bir şeyi kullanımıyız’’diye sert bir yanıt vermiştim de yalandan sözlükte olmayan anlamını bulmak için fırlamıştım.. Bir baktım sözlükte ‘’Bazıt’’ kelimesi ve karşısında anlamı var. (Bazıt: Bazıt Mantarını üretme organı) Hemen Yılmaz’a diklendim..’’La bak biz anlamı olmayan kelimeleri kullanır mıyız.?) demiştim.
Onun için aga.. Tadı yok bu zamanların.. Her şey yalan olmuş.. Sanki herkes birbirine alacak-verecek yüzünden düşman kesilmiş.. Bırak selam vermeyi, selam alma ihtimali bile yok büyük kesimin..Oysa uzaktan bir türkü, bir şarkı tıngırtısı duyulsa yalandan film icabı dalıp gitmeler.. Aslında belki de yüreklerinin bir köşesinde bekleyen bir şeyler var paylaşmaya dair ama bir türlü zamanın hastalığını yenip de çıkamıyor gün yüzüne..
Ne diyelim..’’Biz bir gün o şeyin ortaya çıkabilme ihtimalini seviyoruz..’’