“Fındığın Dünü, Bugünü, Yarını” panelinde konuşan Trabzon Ticaret ve Sanayi Odası (TTSO ) Yönetim Kurulu Sayman Üyesi Adnan Sağlam, fındık hasadı öncesinde her yıl olduğu gibi bu yılda afaki rekolte açıklamaları ile sinsi planların devreye sokulduğunu söyledi.
Üreticinin bu oyuna kanmaması gerektiğini, devletin ve hükümetin alet olmaması gerektiğini ifade ederek, fındıkta ihracat ve rekolte ilişkisinin 10 yıllık dönemler itibariyle incelendiğinde bir sorun olmadığını açıkladı.
10 yıllık fındık ihracatı ortalamasının yılbaşına 276 bin ton civarında seyrettiğini belirterek, “Bu ihraç edilen miktar 553 bin ton iç kabuklu fındıktır. Burada bir rekolte fazlası yoktur.”diye konuştu.
Adnan Sağlam’ın panelde yaptığı bu uyarı, panelin yöneticisi ve Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) Genel Başkanı Gökhan Günaydın’da destek verdi. Günaydın, “ Fındıkta arz –talep sorununun 10 yıllık dönemler itibarıyla bakıldığında bir sorun olmadığı açıklıkla görülür.”dedi.
SAĞLAM: 10 YILLIK PERİYOTTA İHRACAT VE REKOLTE BİRBİRİNİ DENGELİYOR. FINDIKTA TÜRKİYE NİN REKOLTE FAZLASI VAR, SÖYLEMİ BİR YALAN VE OYUNDUR, BU SİNSİ OYUNA GELMEYELİM.”
Adnan Sağlam, konuşmasına şöyle devam etti: “Son 10 yıllık ihracatımız 2.265 bin tondur. 10 yıla böldük mü 226,500 bin ton eder. 50 bin tonda iç piyasa tüketildiğini varsayarsak 276,000 bin ton iç fındık ihraç etmişiz. Bunun Kabuklusu 553.000 bin ton olur. 10 yıllık ortalama kabuklu fındık üretimimiz 565,000 bin tondur. 15,000 bin ton gibi fazlamız görünüyor. Bumu rekolte fazlası. Birde aradaki tabii afetlerde oluyor. Onu da göz önüne alarak bizim her yıl 200,000 bin ton yedekte depolarda fındığımız olmalı. Düşünün ki bir afet oldu fındığın % 70-80 zayi oldu. O eldeki fındıkla dünya piyasasını elden kaçırmayacaksın. “
SAĞLAM’DAN “BU SEZON REKOLTE FAZLALIĞI VAR SÖZLERİNE KANILMAMALI” UYARISI
Sağlam, “Her sene rekolteden bahsedilerek üreticinin moralini bozmak isteyenler vardır.” Sözlerine yer vererek bu yılda fındıkta rekolte fazlalığı vardır, şeklindeki manipülasyonlara kanılmaması gerektiğini bildirdi.
Sağlam, “ Bu seneki rekolte tahminlere 600 bin ton. Batı Anadolu’da devlet arazisindeki fındık, yekun fındığın % 26’sı, 600 bin ton fındığın % 26’sı 150 bin ton eder, geri kalan 450 bin tondur. Onun için diyoruz ki devlet kendi arazisine dikilen fındığa sahip çıksın ve burada fındık ekimini yasaklasın sorun kalmaz. Şimdi size bir misal vermek istiyorum. (Devlet arazisinde 80 ton fındık)
“SİNSİ OYUNA GELMEYELİM”
“Fındığın Dünü, Bugünü, Yarını” panelinde üreticiye, hükümete ve sektör temsilcilerine seslenen TTSO Yönetim Krulu Üyesi Adnan Sağlam, “Bakın 16.07.2010 tarihli gazetelerde birileri çıkıyor, fındığın 4 lira olması lazım geldiğini yazdırıyor. Bir önceki senenin rezaletinden bahsediyor. 4 liraya iyi olarak lanse etmeye çalışıyor. Fındık zaten 4-4,5 lira. Hatta Giresun’da 5 liraya satılmıyor mu? Niye 6 değil de 4 lira. Bu sinsi oyunlara gelmeyelim.”
SAĞLAM: “LİSANSLI DEPOCULUK ACİL OLARAK DEVREYE GİRMELİDİR”
“Ama burada bir şart var tüccar zihniyetiyle hareket edip her sene eldeki fındığı satıp stoğa yeni mahsul koyup her sene yeni mahsul bulunduracaksın. “ görüşlerini panelde savunan Adnan Sağlam, lisanslı depoculuğa hızla Türkiye ‘de geçilmesi gerektiğini bildirdi.
Sağlam, bu konuda şu görüşlerini aktardı: “Tabiî ki bunu yapabilmek için lisanslı depoculuk denilen fındığın çürümeden, nemlenmeden saklanabileceği depolar gerekmektedir. Bu depoları bundan önce yapmayanlar görevlerini yapmamış sayılırlar. Hiç olmazsa fındığı alan kurumlar çürütmeden saklayabilsinler. Geç kalmadan lisanslı depoların yapılması gerekmektedir. “
PİYASA DA FINDAK TÜCCARI BOŞLUĞU YAŞANIYOR
“Birde fındıkta üretici var, ihracatçı var. Ama fındık tüccarı yok. “ uyarısında bulunan Sağlam, “Yani kendi iradesiyle kendi nam ve hesabına 1000’lerce ton fındık alan tüccar yok. İhracatçının hesabına fındık alan kırıcı tabir edilen insanlar var. Onlarda ihracatçının vereceği fiyata uyarak fındık alanlardır. Mersin’de bakliyatçılara yaptığım görüşmelerde 1000’lerce ton kuru bakliyat alıp, depolayıp dünya piyasalarını takip eden tüccarlar var, fındıkta da bu olmalıdır.” dedi.
“FINDIK TANITIM GURUBU, FINDIĞA VE ÜRETİCİYE SAVAŞ AÇMIŞ GİBİ”
Panel’de Fındık Tanıtım Gurubu’nu eleştiren Sağlam, “Bildiğiniz gibi Fındık Tanıtım Grubu Trabzon’da Fındıkla ilgili 2-3 toplantı yaptı. İhracatımızı nasıl arttırırız değil de sanki fındığa ve müstahsile savaş açmışlarcasına toplantılar yaptılar. Bizde dilimiz döndüğü kadar cevap verdik. Bundan sonra, Çin’e ve dış ülkelerde fındık tanıtımını yaptıklarını görünce kendilerine teşekkür ettik. Asli görevleri isminden de anlaşılacağı üzere Fındık Tanıtım Grubu olmalarına rağmen rekoltemizin fazla olmadığını anlayınca badem fındığa zarar veriyor beyanatlarına başladılar.”diye konuştu.
ÜRETİCİ ARAZİSİNDEN DEĞİL, DEVLET ARAZİSİNDEN FINDIK SÖKÜLSÜN
Sağlam, fındık üreticisinin arazisinde söküm yaptırmayı destekleyen politikalar üreten hükümetin öncelikle devlet arazilerinde üretim yapılan fındığa engel olması gerektiğini savundu. Sağlam , bu konuda şöyle konuştu :”Fındıkta tek bir sorun vardır. Batı Karadeniz de devletin ormanını, hazine yerlerini izinsiz fındık dikim alanlarının sökülmesidir. Dekara dayalı desteği mahsule verilmeli. İyi mahsul, iyi para politikası uygulanmalıdır. Kanunsuz dikimler önlenmelidir. Fındıkta daha hiçbir sorun kalmaz. Bu da en büyük destektir. Terme Ünye Çarşamba Bafra gibi taban arazilerinin pirinç tarlalarına fındık dikimine izin verildi. Ondan sonra pirinç ithal edildi. Hem fındığa zarar verildi hem de pirinç ithalinden dolayı bir sürü döviz kaybımız oldu.”
“Fındığın Dünü, Bugünü, Yarını” adlı panelde Trabzon Ticaret ve Sanayi Odası (TTSO) Yönetim Kurulu Üyesi Adnan Sağlam, konuşmasının son bölümünde fındığın faydaları, fındık hasadı ve fındığın dünü, bugünü ve yarınına ilişkin yaptığı değerlendirmeler ise şöyle,.
FINDIĞIN FAYDALARI :
. Muhterem arkadaşlar çağımızda insanlar şifayı doğal ürünlerinde arıyolarlar. Bu ürünleri de bilim adamları araştırıp elde ettikleri bilgileri insanlarla paylaşıyor. Yayınlar yapılıyor, kitaplar yazılıyor. Herkesin bunlardan istifade etmesi, sağlıklı yaşaması için her türlü imkânlar sağlanıyor.
Şimdi sizlere birkaç misal verip ilginizi çekmek istiyorum.
. 18 Mayıs 2006 Türkiye Gazetesi kanser ilacının hammaddesinin fındık olduğunu belirtiyor. 8 Ekim 2009 Hürriyet Gazetesi yaşamı uzatan 10 gıdadan 1. sinin fındık olduğu haberini Reha Erus Roma’dan şöyle açıklıyor. Bu yıl Nobel Tıp ödülünü alan Prof. Dr. Jack Wszostak, Elizabeth H. Blackbum ve Prof. Dr. Carol Greider’in çalışmalarında elde ettikleri sonuçtan yola çıkarak yaşamı en çok uzatan 10 gıdayı belirlediler.
Bu çalışmanın içerisinde Türk Kardiyolog Sayın Mehmet Öz’ünde bulunması gurur verici. Bu on gıdanın birincisinin fındık olduğunu belirttiler. Diğerleri orman meyveleri, süt mamulleri, yumurta, kepekli ürünler, kuru bakliyattır.
. Yine 12 Mayıs 2010 Türkiye Kalp dostu sağlık hazinesi fındıktır diye bir haber geçiyor. Bunları bu bilim adamları araştırıyor, buluyor ve yazıyor. Bize de sadece duyurulması kalıyor. Fındık Tanıtım Grubu hazır olan bu işi neden yapmıyor merak ediyorum.
. Bir gazetede Çinlilerin cinsel gücü arttırsın diye köpek kedi eti yiyorlarmış. Biz bunların fındığın özelliğini anlatıp onlara fındık satsak fenamı olur.
. Sırası gelmişken Trabzon Ticaret Borsası Yöneticilerine fındıklı ekmeğe katkılarından dolayı teşekkür ederim.
Bir ihracatçı arkadaşımız;
1- Fındık Tanıtım Grubu için gizli faul yapıyorlar diyor. Fındık Tanıtım Grubu üzerinden politika yapmalarının suç olduğunu söylüyorlar. Bende diyorum ki bunlar gizli faul değil bariz penaltı yapıyorlar. Ama hakem yanlı olduğu için penaltı verilmiyor.
2- 5 Ekim 2009 bir teşekkür ilanındaki tehdide bir bakar mısınız, 6 Ekim 2009 Ali Ekber Yıldırım fındık ihracatçılarının telaşı yazısına dikkat
3- Malatya kayısısının donda gördüğü zarar tespit toplantısına dikkatinizi çekmek istiyorum.
FINDIĞIN HASATI
Fındığı topluyor kurutup hemen satıyor. Oysa fındık bir altın gibidir. Bir döviz gibidir. Bunu en iyi şekilde saklamak ve ihtiyaç duyulduğu nispette satmak gerekir. Oysa müstahsilimiz bunları yapmamaktadır. Fındığı kurutup hemen satmanın çaresini aramaktadır. Üreticimiz fındığı kesinlikle tüccara emanete bırakmamalıdır. Fiyat hoşumuza gitmiyorsa ihtiyacımız kadar satmalı gerisin, bekletmeliyiz. Ve fındığın en iyi şekilde bakımı yaparak verimli çalışmalıyız. Gerçi bu sene müstahsil eskiye nazaran malına sahip çıkmıştır. Desteklemenin Eylül ayında yapılması halinde müstahsil daha rahat hareket eder.
Tüccarımıza, ihracatçılarımıza gelince fındığın bir milli ürün olduğunu ve kendi üreticisini koruyacak şekilde davranmalıdır. Üreticilere bilgilendirme yapmalıdır. Fındıkla ilgili menfi propagandalara girmemelidir ve kesinlikle alivre satış yapılmamalıdır.
Devletimiz ise çıkartılan kanunları kesinlikle uygulamaya koymalı. Trabzon, Giresun, Ordu illeri dışında fındık dikimini % 6 meyilli arazilerde engellemeli ve varsa dikilmiş olanları söktürmelidir. Ve bu yörelerde fındık destekleme primi verilmemelidir. Çünkü bugün Doğu Karadeniz dışındaki fındık ekim alanlarında her türlü ürün yetiştirilebilecek durumdadır.
FINDIĞIN DÜNÜ BUGÜNÜ YARINI
Fındığın sorunları (Bana göre fındıkta sorun yoktur sorunlular vardır.)
Fındığımızın Türkiye’nin milli bir ürünü ve Dünya üretiminin % 75’i gibi en fazla miktarını üreten bir ülke olduğumuzun bilincinde olmalı ve ülke olarak bu ürünün kıymetini bilmemiz gerektiğine inanmalıyız.
Fındığın Karadeniz’de (Ordu Giresun Trabzon) dikilmesi bir mecburiyettir. Bunu bilerek bu ürünün bu bölgede % 6 meyilli araziler dâhil her yere dikilmesi zorunludur. Son çıkan destekleme yasası esnetilmeden Ordu Giresun Trabzon illerindeki tüm fındık üreticilerine uygulanmalıdır. Bu üç vilayette fındığın alternatifi bir ürün maalesef yoktur. Her ne kadar kivi alternatif ürün olarak gösteriliyorsa da maalesef ondada çok az üretim olmasına rağmen sorunlar yaşanmaktadır. Kivi her gün sulanması gereken bir üründür. Yağmur yağmadığı senelerde ürün maalesef gerektiği şekilde verimli olmamaktadır. Sulama içinde hala bazı köylerimizde içme suyu dahil bulunmazken sulama suyunu bulmak çok zor ve imkansız gibidir. Ve ayrıca fındığa alternatif ürün aramanında mantığı yoktur. Dünyada üretiminin % 75’i bir ülkede olup ta o ürünle ilgili sorun yaşayan başka bir ülkede yoktur. Ancak bizim ülkemizde senelerden beri fındıkla ilgili başarısız politikalar nedeniyle fındıkla ilgili politikalar yaşanmaktadır.
Her ülke mahsulünün bolluğundan memnun olurken bizde sanki fazla fındık suçmuş gibi görüntü verilmektedir. Fındıkla ilgili bu durumu önlemekte hem üreticinin hem ihracatçının hem de devletin yapması gerekenler vardır.