Avrupa’yı bizi yönetenlerin anlattığı gibi sanırız..
Yani, zamana ve mekana göre değişenlerden!..
Meselâ 18 Mart Çanakkale Şehitleri Günü’nde;
Garbın âfâkını sarmışsa çelik zırhlı duvar.
Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var.
Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imânı boğar,
'Medeniyet!' dediğin tek dişi kalmış canavar?” dizelerini “tam hakikât” olarak okur, yorumlarız.
Aradan bir gün geçer geçmez; “Avrupalı bizi birliğine almak zorunda” deriz.
Bu perhiz, bu ne lahana turşusu misali..
Sanırız ki, Avrupalı, Amerikalı bizim gibi sığ düşünceli, kısa vadeli hesaplıdır ve de Haçlı niyetini bir kenara bırakmıştır.
***
Garipliklere devam!..
Irak’ı demokrasi adına (!) Amerika’ya teslim ettik!..
Ardına diğerleri dizildi..
Birileri Orta Doğu” dese de, Kitap’a göre değil de gerçekte İslâm Ülkeleri olan coğrafyada Haçlı zihniyeti çaktırmadan “demokrasi rüzgarı” estirmeye başladı. Irak’ta olduğu gibi!..
Boyattılar, cilaladılar, sonra dayattılar.
Orta Doğu coğrafyasında 1940’larda Birleşmiş Milletler kararı ile fitneci Yahudi Devleti kurup, NATO silahları ile güvenliğini sağlayanlar, şimdi son aşamaya işi taşıdılar. Ve de Libya’dan başladılar.
Hemde, bir zamanlar Libya halkının kanları ile kovdukları Fransa’nın uçaklarını tekrar üzerlerine göndererek..
Bunun adı da demokrasi he..
Kaddafi’nin uçağına faşizm, NATO’nun ki demokrasiyi yazıyor he..
***
“Ağzından çıkanı kulağı duymayanların” çok değil 1 ay önce “Onların orada ne işi var” hesabıyla sordukları, “NATO’nun Libya’da ne işi var?” sorusuna cevabı kim verecek?
Bize sormadı ki!..
Kendine sordu!.
O zaman cevabı da kendi versin?
Bu kez biz soralım:
-NATO’nun Libya’da sahi ne işi var?
***
Ne söylemek, ne yazmak lazım?
İnanın zorlanıyor insan..
Çünkü, karşınızdaki Haçlı, yanınızda sizden görünenler, “inadına demokrasi” demiyor, bu başka hesap üzerine kurulmuş aldatmacayı “İnadına anlamıyoruz” diyorlar.
Bir gün anlayacaklar.
Ahir ömürleri anlamaları için dünyada yetmez ise ahirette önlerine konulduğunda anlayacaklar.
Ama, “kâr etmeyeceğini” Kitap söylüyor.
Hz. Ömer; ”Kötü bir işin en gizli şahidi vicdanımızdır” diyor.
Vicdanları olanları anlamaya çağırıyoruz.
Bu coğrafyanın ne kadar değerleri var ise, bunları köpeklerin önüne atmakla meşgul olanlara “Kendinize gelin” diyoruz.
Rengi, ırkı, cinsiyeti, tabiyeti ne olursa olsun..
Yeter ki, hani o “çakma” dediklerimiz var ya, hani o, “kendine göre” diye tarif ettiklerimiz var ya, onlar gibi Müslüman olmasından!..
Son Kitap’a göre dindar olsunlar..