Doğu Karadeniz Kalkınma Ajansı (DOKA) Genel Sekreteri Çetin Oktay Kaldırım yaptığı açıklamada, yaklaşık bir yıl önce kurulan DOKA'nın temel görevinin, bölgedeki her ilin kalkınması olduğunu söyledi.
İllerin kalkınması amacıyla çeşitli stratejiler ve hedefler belirlediklerini ifade eden Kaldırım, ''Bölgenin her açıdan kalkınması için ciddi projeler geliştiriyoruz. Turizm önemli ve bölgenin kalkınmasında öncü olabilecek sektörlerden biri. Turizm alanında ciddi çalışmalarımız var. Bölgede turizmi öncü bir sektör olarak görüyoruz'' dedi.
Turizm sektörüyle ilgili, bölgede ilk defa uygulanacak farklı, bölgeye yenilik katacak ve altyapısını güçlendirecek projelere önem verdiklerini belirten Kaldırım, şunları söyledi:
''Bölgede turizmde yeni bir açılım gerekiyor. Yeni bir bakış açısı ve yenilik gerekiyor. Bölgede turizm yıllardır yapılıyor ama buna farklı, yenilikçi bir bakış açısı getirmek ve farklı değerlendirmek gerekiyor. Dolayısıyla biz projelerde çarpan etkisinin çok yüksek olmasını istiyoruz. Bundan da kastım, bir proje geldiğinde bunun bölgeye çok hızlı yayılması çok hızlı katma değere dönüşmesi, örnek oluşturması ve bölgenin turizmden aldığı payı maksimize etmesini bekliyoruz.''
DOKA olarak biraz daha alternatif turizme ağırlık verdiklerini vurgulayan Kaldırım, ''Bunun sebebi getirisinin çok fazla olması. Kitle turizminden katkı ve avantajları fazla. Kitle turizminde bir kişi 1 lira harcıyorsa, alternatif turizme gelen kişi en az bunun 4 katını harcıyor. Dolayısıyla bırakacağı para, bölgeye sağlayacağı katma değer ortada'' diye konuştu.
HEDEFİMİZ ÇOK TURİSTTEN ZİYADE, KALİTELİ TURİST
Kaldırım, alternatif turizmden kasıtlarının doğa, kış, eko turizm, tarım turizmi, macera turizmi, foto safari benzeri turizm modelleri olduğunu anlatarak, şöyle devam etti:
''Bölge potansiyeline baktığımızda temelde bu alternatif turizme hitap ediyor. Doğası, kültürü, tarihi yapısı, bütün potansiyelini ortak olarak değerlendirdiğimizde alternatif turizme çok uygun. Bir kitle, sahil turizmi dersek kendimizi kandırmış oluruz. Bu alanda bizim ciddi argümanlarımız yok. Dolayısıyla alternatif turizmin geliştirilmesi de temel önceliğimiz doğru tercih. Alternatif turizmin bölgeye olumlu yönde katacağı çok ciddi avantajlar var. Bölgede kırsaldan hem şehir merkezlerine hem batıya doğru bir göç var. Kırsalda nüfusu tutmamız lazım. Bunun yolu da kırsalda yaşayanlara gelir yaratmak.''
Alternatif turizm modellerinin talep ettiği ürünün kırsalda olduğunu belirten Kaldırım, ''Turist gidiyor bir köye tarım yapmak, çiftlik hayatını yaşamak istiyor. Doğaya gidiyor, pansiyonda konaklamak istiyor, yöresel ürünlere talep ediyor. Yöresel yemek kültürünü tanımak istiyor. Bu tür turizmden kırsal alanda yaşayanların elde edeceği gelir var. Bu turizm modeliyle kırsalda yaşayan ailelere ek gelir sağlayarak, onların kırsalda kalması sağlanacak'' dedi.
Kaldırım, Doğu Karadeniz'de alternatif turizmin önemini anlamak için dünyayı yeniden keşfetmeye gerek olmadığına dikkati çekerek, ''Ajans olarak biz temelde bakış açımızı, vizyonumuzu ve hedefimizi bu noktaya doğru kaydırmak istiyoruz. Bütün destek mekanizmalarımızı, projelerimizi biz buna doğru yönlendirdik. Dünya ile örtüşecek, bölgenin isteklerini ve taleplerini iyi analiz eden ve o doğrultuda stratejiler geliştiren bir hedef ortaya koyuyoruz'' diye konuştu.
Hedeflerinin çok turistten ziyade, kaliteli turist olduğunu ifade eden Kaldırım, şunları söyledi:
''Bölgeye 5 milyon turist getireceksek 20 milyar doları aşkın katma değer bırakacak bir turizm anlayışı benimsiyoruz. Alternatif turizm sayesinde belkide bölgede yok olmaya yüz tutmuş kültürler, gelenek ve göreneklerin yeniden canlanmasına da vesile olacağız. Yeni turizm perspektifimizi bu noktaya oturtmuş durumdayız. Bölgemizi tanıtırken argüman olarak farklı kültürümüz olduğunu, doğamızın dokunulmamış olduğunu vurgulamaya özen gösteriyoruz. Bölgede turizm açısından başarılı olmak istiyorsak, bu stratejiler doğrultusunda hareket etmeliyiz.''
GÜZEL PROJELERLE PASTADAN PAYIMIZI ALMAMIZ GEREKİYOR
Kaldırım, DOKA'nın ilk proje desteğini turizm alanında yaptığını, bu doğrultuda teklif çağrısına çıkarak proje topladıklarını anlatarak, şöyle devam etti:
''Bu alanda bize Trabzon, Artvin, Gümüşhane, Rize, Giresun ve Ordu'dan toplam 251 başvuru oldu. Özel sektör, kamu ve sivil toplum kuruluşlarından gelen projeler arasında çok güzel, kaliteli çalışmalar var. Beklentimiz, strateji ve hedeflerimize, vizyonumuza uygun projelerin desteklenmesi. Projeler şu anda değerlendirme aşamasında. Bunların içinden 100'e yakın projeye destek vereceğiz. Projeler için ayırdığımız toplam bütçe 14.5 milyon lira. Biz sadece bu paraya değil, paranın ortaya koyacağı çarpan etkisine bakıyoruz. Çok daha büyük kaynakları harekete geçirip, bölgeye yeni yatırımlar gelmesi noktasında etki etmesini istiyoruz.''
Doğu Karadeniz'in ülke genelinde bir marka haline geldiğini ve çok iyi tanındığını, ancak yurt dışında tanıtım açısından büyük eksikler bulunduğunu belirten Kaldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Bu eksiklikleri gidermek için çeşitli çalışmalar yürütüyoruz. Bölgenin tanıtımı için kısa bir süre önce Çinli tur operatörlerini misafir ettik. Yöre potansiyeli hakkındaki görüşlerine başvurduk. Batum ve Dubai'ye giderek orada düzenlenen fuarlara katıldık. Dubai'de yaptığımız görüşmelerde tur operatörleri ve iş adamlarından oluşan grubu bölgeye getirme kararı aldık. İran'a gideceğiz ve haftaya Suudi Arabistan'dayız. Sonra su ürünleri sektörü çalışmalarını yerinde görmek amacıyla Norveç'e gideceğiz. Ayrıca Avrupa'da 16 ülkede gerçekleştirilecek bir tanıtım projesine de katılmayı planlıyoruz.''
Kaldırım, günümüzde uluslararası ağlar oluşturmanın çok önemli olduğunu ifade ederek, ''Her şey artık globalleşiyor. Siz de bölge olarak bu pazarda, global arenada ne kadar yer alırsanız marka değeriniz o kadar artıyor ve o kadar talep görüyorsunuz. Ciddi bir rekabet var ve herkes bu pastadan pay almak istiyor. Dolayısıyla bizimde olabildiğince proaktif davranıp, güzel projelerle bu pastadan payımızı almamız gerekiyor'' dedi.
Kaldırım, bölgede turizm açısından en önemli sorunun yatak kapasitesinin yetersizliği ve sektör için gerekli eğitimli insan kaynağının bulunmayışı olduğunu vurguladı.