Yıllar evvel “Ayder Yaylası”na yaptığım bir gezide, duyduklarım beni çok üzmüştü. Orada turistik eşya satan genç bir üniversite öğrencisi bana, “Ayder”in yabancılar(İsrail ve Yunan üniversite hocaları-turistler(!)) tarafından nasıl keşfedildiğini, buralarda “etnik” ayrıştırmanın nasıl işlendiğini anlatmıştı. O gün sadece arkadaş sohbetlerinde dillendirdiğim yöre ile ilgili bu endişem, bugünlerde başka bir endişe ve tehlike ile karşı karşıya; doğal kaynakların yağmalanması,“endemik bitki” hırsızlığı .
Demem o ki, “Ayder’de” yaylalarımızda ya da dağlarımızda(!)sadece, insanlarımızın kimlikleri(!) çalınıp, ülkelerine olan aidiyet duyguları sökülüp atılarak, zihinleri bulandırılmıyor... İnsanımız kadar, “endemik”yerli bitkilerimizde “batılı” hırsızların(!) hedefi durumunda; doğal zenginliğim sökülüp götürülürken insanımız kadar, toprağımız da ellerimizden kayıp gidiyor..............................................................