Trabzonspor'un Slovak savunma oyuncusu Marek Cech, takımını ve şehrini değerlendirdi. Marek Cech, Tam Saha Dergisi’ne verdiği röportajda Trabzonspor ve Türk futboluyla ilgili sorulara şu yanıtları verdi.
Türk futbolunun oynadığın liglere oranla en bariz farkı ne sana göre?
Hiç kuşkusuz oynadığım ligler arasında en kalitelisi Premier Lig'di. Türkiye Ligi'ni ise birçok özelliğiyle Portekiz Ligi'ne yakın buluyorum. İki ligde de fiziksel mücadele daha büyük bir önem kazanıyor. Türkiye Ligi'ndeki fiziksel ve taktik mücadelenin beni olumlu anlamda çok şaşırttığını da söylemeliyim.
İleriye çıkmayı seven bir sol bek olduğun için günümüz futbolu gereği önünde oynayan kişinin de defansif özelliklerinin olması gerektiğini düşünüyor musun? Mesela zaman zaman sol kanatta görev yapan Halil Altıntop buna bir örnek olabilir.
Şüphesiz ki önümde oynayan oyuncunun defansif oyuna da katkı yapması ideal bir durum olur. Önümdeki oyuncunun bu zihniyetle oynaması, bana yardımcı olması, işimi kolaylaştırır. Bu bakımdan Halil iyi bir örnek, çok dengeli bir oyuncu. Önümde oynayan oyuncu Quaresma tipinde birisiyse ve rakip beke korku verip ileri çıkmasına imkân vermiyorsa, bu da benim için çok olumlu bir durumdur. Çünkü bu sefer o kanattan bana ağır bir yük binmez. Fakat bu bahsettiğiniz konuda Halil'den daha iyi bir örneği görmedim.
Co Adriaanse, Tony Mowbray, Roberto Di Matteo, Roy Hodgson, Şenol Güneş ve diğerleri. Kariyerinde birçok teknik adamla çalıştın. Senin üzerinde en çok emeği olan ve senin kendini en çok geliştirdiğini düşündüğün isim kimdi?
Bu soruya cevap vermeden önce şunu söyleyeyim, Şenol Hocayı değerlendirmenin dışında tutacağım. Çünkü Şenol Güneş'le sadece 4-5 ay çalışma imkânım oldu, bu nedenle onu bu değerlendirmeye dâhil etmeyeceğim. Kariyerime olumlu etki eden birinci isim Co Adriaanse'ydi. Kendisiyle sadece 1 sezon çalışmış olmama rağmen bana ofansif ve defansif oyunla, taktik disiplinle ilgili çok önemli katkılar sağladı. Onun ardından Di Matteo'nun ismini söyleyebilirim. Yine taktikle ilgili olarak onunla önemli mesafeler kat ettim. Dünyanın 1 numaralı savunma ekolu olan catenaccioyu o öğretti. Catenaccionun temel prensiplerini onunla uyguladık. Benim için 2 numarada da Di Matteo gelir.
Trabzonspor’un Avrupa kupaları bakımından en tecrübeli oyuncularından birisin. Sana göre bordo-mavili ekibin UEFA Avrupa Ligi’nde yukarılara tırmanması için neler yapması gerek?
UEFA Avrupa Ligi'nde başarılı olmak için Şampiyonlar Ligi'nde deplasmanda oynadığımız Inter maçının oyun zihniyetini sahaya koymamız gerekiyor. Nasıl ki o maçta topa iyi sahip olup Inter'in etkili bir oyun ortaya koymasını engellediysek ve oyunlarını kilitlediysek aynı zihniyeti ortaya koymamız lâzım. Bu işin defansif boyutu. Ofansif boyutta da daha fazla gol şansı yaratmamız, daha hareketli hücum varyasyonları yapmamız gerekiyor.
Kariyerin boyunca oynamış olduğun en yetenekli ya da en iyi oyuncu kim?
Çok sayıda iyi oyuncuyla oynadım. Ama Quaresma'nın kesinlikle ayrı bir yeri var. Quaresma'nın öyle bir yönü var ki, siz topu nasıl atarsanız atın o vücudunun herhangi bir bölümünü kullanarak kontrol etmeyi ve topa hükmetmeyi becerebiliyor. O yüzden onu ayrı bir yere koyuyorum.
Trabzon’a alışabildin mi? Yemeklerle aran nasıl?
Trabzon küçük bir şehir ve bu küçük şehri tanımakta da herhangi bir zorluk yaşamadım. Burada Türk arkadaşlar edinmeye başladım. Yemek konusunda son derece memnunum. Çünkü Türk mutfağı Slovak ve Portekiz mutfaklarına çok benziyor. Futbol haricindeki zamanımı daha fazla dışarıda geçiriyorum ve yeni yerler keşfetmeye çalışıyorum.
Kendini bir cümlede özetlesen, nasıl bir sol bek olduğunu söylersin?
İnsanın kendisini tarif etmesi zordur. Çünkü kimi insan kendisini över, kimisi ise kendisine karşı çok acımasız davranabilir. En iyisi başka insanların sizi tarif etmesidir.
Sana göre bölgende oynayan Türkiye’de ve dünyadaki en başarılı oyuncular kimler?
Doğrusunu söylemek gerekirse ben boş vakitlerinde televizyonda çok fazla futbol izleyen bir tip değilim. Ama benimle aynı pozisyonda oynayan oyuncular içinde en fazla beğendiğim isim Fabio Coentrao. Portekiz Millî Takımı'yla 2010 Dünya Kupası'nda çok başarılı bir performans sergiledi ve ardından da Real Madrid'e transfer oldu. İzlediğim, takip ettiğim nadir oyunculardan biridir Coentrao.
Hücuma destek verdiğin halde fazla gol atamadığını görüyoruz. Bunun nedenini neye bağlıyorsun? Sana göre en zayıf yönün hangisi?
Benim önceliğim gol atmak değil. Gol attırmayı, takım arkadaşlarına servis yapmayı seven bir oyuncuyum. Birinci sebep bu. İkinci sebep ise uzun boylu bir oyuncu değilim ve duran toplarda öne çıkmıyorum, çünkü bu bana bir avantaj sağlamıyor. Bu iki sebepten dolayı gol sayım düşük kalıyor. Zayıf yönüm olarak ise şunu söyleyebilirim. Koşu anında iyi savunma yapabiliyorum. Ama rakibin koştuğu ve benim statik bulunduğum anlarda zorlanabiliyorum. Rakip kadar hızlı dönemeyebiliyor ya da ona gerekli cevabı veremiyorum. Bu yönde yaşadığım sorunları çözmem ve kendimi geliştirmem gerekiyor.
Trabzonspor'daki hedeflerin neler?
Kariyerim boyunca üç farklı takımda, üç farklı ligde şampiyonluklar yaşadım. Türkiye'ye de aynı hedefle geldim. Trabzonspor'la 3 yıllık sözleşmem var ve ben bu üç yıl içinde bir şampiyonluk yaşayabileceğime inanıyorum.