(“Kırk bir kere maşallah” diyelim de nazar değmesin dediğimiz kırk birinci toplantımızda Yrd. Doç. Dr. Fazıl KIRKBİR, “Hasan SABBAH ve Pazarlama Anlayışı” başlıklı bir sunum yaptı. Bu sunumunda KIRKBİR; yaklaşık bin yıl öncesinde SABBAH’ın eşsiz pazarlama taktiğiyle, insanları nasıl olup da gönüllü bir şekilde terörist eylemlerde bulunmaya sevk ettiğini ortaya koydu. Sunuma gelemeyen ve mazeret beyan eden Doç. Dr. İsmail DEMİRCİOĞLU Hocamızın sunumunu ise bu hafta dinleme fırsatı bulacağız.)
Tarih öğretimi, öğrencilere günlük yaşamda kullanılabilecek nitelik ve becerileri kazandırmadığı için, 1960’lı yıllardan itibaren eleştirilmeye başlandı. Eleştiriler, tarih dersi programlarının pozitivist bir anlayışla hazırlandığı ve öğrencilere isim, rakam ve maddeleri ezberletmekten başka bir işe yaramadığı yönündeydi. Sahi, bu eğitim yönteminde “bilen” neredeydi?
Kırk ikinci toplantımızda Doç. Dr. İsmail DEMİRCİOĞLU; “Bilgi Toplumunda Tarih Öğretim Programları” başlıklı sunumunda, son yirmi yılda dünyada tarih öğretim programlarını yenileme çalışmalarının başladığına; bu çalışmalardaki temel felsefenin, bilginin “bilen”den bağımsız olmadığı ve bilgiyi bizzat öğrenenin yapılandırması gerektiği anlayışına dayandığına ve yeni tarih programlarının öğrencileri etkin, üretken, yaratıcı ve problem çözen bireyler olarak yetiştirmeyi hedeflediğine işaret edecektir.
Yer: Sosyal Bilimler Enstitüsü/Toplantı Salonu
Tarih: 16.02.2012
Saat: 15:30
Prof. Dr. Yusuf ŞAHİN
Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü