Şike Operasyonu startının verildiği 3 Temmuz’dan bugüne kadar öyle şeyler yaşadık, öyle şeyler gördük ki!

Bunları anlatmaya başlasak nereden başlayacağımızı bilemiyoruz.

Yaz yaz bitmez…

O günden bugüne çok şey hatırlayacağımız kesin.

Türk Futbolunun üzerine 3 Temmuz 2011’de düşen o bombadan sonra, tutuklamalar, gözaltılar, Süper Lig’de, Bank Asya’da birçok takımın adının, yöneticileri, teknik adam ve futbolcuları vasıtasıyla, şike yapmak, teşvik vermek, şikeye teşebbüs etmek, teşvik verme girişiminde bulunmak vs. gibi suçlarla iddianamede yer almasına bizzat şahit olduk.

Süper Lig Şampiyonunun TFF’nin kararıyla Şampiyonlar Liginden men edilip, yerine ikinci olan takımın gönderilmesini, şaibeli kupalardan birinin iade edilmesini, diğerinin dört elle sarılmasını ve o kupanın kendilerinin olduğunu söyleyip ona sahip olmak için çabalanmasını da gördük.

Çok değil 3 Temmuz’un öncesine gidelim.

Ne demişti Şenol Güneş… “Ben takımımı şampiyon görüyorum. Alnımızın akıyla mücadele ettiğimiz ligde, hakkımızın elinden alındığını tarih bir gün yazacak” sözlerinin ardından patladı bombalar.

Bütün bu yaşananlar Türk Futbolunun marka değerini yerle bir etti.

Bütün ülkelerde futbolumuz 3 Temmuz olaylarıyla anılmaya başlandı.

Yıllar önce benzer bir olay yaşanmadı mı İtalya’da!!!

Yaşanan olaylar Türkiye’de ki gibi yapılmadı ama.

Orada kulüpler büyük küçük ayrımı yapılmaksızın cezalandırıldı.

Küme düşen de, puanı silinen de oldu.

Sonunda ne oldu? Tabi ki de, TEMİZLENDİ.

Ülkemizde ise karar verici kurum “Yukarıda Allah var” diyerek görevini bırakıp kaçtı.

Çünkü sonunda “Ben ….... kulübü küme düşüren başkan olmam” diyerek görevini güzel biçimde yerine getirdi.

Durum böyleyken, mahkeme günü geldi çattı.

Yapılan savunmalar sonunda gerçekten yer yerinden oynadı.

Malum kişilerden biri Trabzonspor 1 milyon dolar teşvik etti çağırın ….  kişiyi sorun dedi.

O kişi değil miydi, evet böyle bir teklif var. Peki kim yaptı bu teklifi?  Hımmmm bunu bilmiyorum.

Hani Bir tekerleme vardır;

-Komşu, komşu !
-Hu, hu!
-Oğlun geldi mi?
-Geldi
-Ne getirdi?
-İnci, boncuk.
-Kime, kime?
-Sana, bana.
-Başka kime?
-Kara kediye
-Kara kedi nerede?
-Ağaca çıktı
-Ağaç nerede?
-Balta kesti
-Balta nerede?
-Suya düştü.
-Su nerede?
-İnek içti.
-İnek nerede?
-Dağa kaçtı.
-Dağ nerede?
-Yandı, bitti kül oldu

Gülelim mi ağlayalım mı? Karar veremedim doğrusu.

Gelinen son noktada mahkeme 1 ay sonraya ertelendi.

O tarihte çıkacak karar, “Yaz kızım, incelemeler sonunda Tarla sürülmemiş, Ayşe tatile çıkmamış, Ali Ata bakamamış, Oya İp Atlamamış, Işık ılık süt içememiş, Emel eve gelememiş vs. vs.” diye çıkıp ta, O zaman tek suçlu TRABZONSPOR, kendilerini kümeye atıyoruz söylenirse kimse şaşırmasın.

Çünkü “T” harfini duyan Trabzonspor suçlu diyor.