Teknik Direktörümüz Şenol Güneş, Galatasaray maçı sonrası düzenlediği basın toplantısında çok önemli açıklamalarda bulundu.
Güneş, futbolun olması için adaletin ve barışın olması gerektiğine dikkat çekerek şöyle konuştu: “Ülkemizde de aynı durumu istiyoruz. Özellikle barışın olmadığı bir adalet olmaz. Adalet ararken barışı da kaybedeceğimizi düşünüyorum. Şu anda tehlikeli bir gidişteyiz. Sahada biz yeneriz, rakip yenebilir, berabere kalırız, şampiyonluk kaybedilebilir, kazanabilir ama kitleleri tahrik eden bir anlayışla hiçbir yere varamayız. Şu anda o durumdayız. 25 yıllık antrenörlük hayatımda gizli bir tehlikeyle karşı karşıyayız. Yıllarca Güneydoğu’da sıkıntılar çeken bir ülke durumundayken, biriken sorunlarımızı çözemeden ne hale geldiğimizi siz görüyorsunuz. Futbolun birleştirici unsurunu maalesef ayrıştırıcı duruma getirdik. Onun için yetkililerin sorumlu olmasını söylüyorum. Medyadan yorumcu değil, sorumlu olmasını diliyorum. Çok tahrik var. Biz kitleleri durdurmaya çalışıyoruz. Oysa onlar azdırmaya çalışıyorlar. Bunun sonu yok, bu gidiş iyi gidiş değil”.
Fenerbahçe maçı öncesi taraftarlarımıza da seslenen Güneş, “Taraftarlarıma söylüyorum. Bizim sahamıza gelecek Fenerbahçelilerle hiç ilgilenmeden, hatta 'hoşgeldin' bile demeden, çiçek de vermeden, herhangi bir taşkınlık yapmadan gelsinler, nefeslerini bitirinceye kadar bize destek olsunlar. 3 puanı alıp, onları gönderelim. Çünkü bu tehlikeli oyunun aleti ve oyuncusu olmak istemiyoruz. Bize bunu yıkabilirler. Maalesef son olaylara baktığınız zaman en sonunda Trabzonspor suçlanır duruma geldiğine göre bunlar da olabilir. Anadolu’da olmak, yıllardır milli paydan eksik alıp, geri kalmışlığa bırakılan sosyo ekonomik sıkıntısı olan kentten gelen bir kişi olarak söylüyorum ki; maalesef haksızlığa uğrayan bir kent durumuna düşürüldük. Onun için bunlar halledilmeden, futbolun bir oyun olarak oynanmasını doğru bulmuyorum. Sahadaki oyunda o yener, bu yener, hakem hata yapar, bunlar tartışılabilir ama bugün artık bunlar tartışılmıyor. Benim ricam bu ve bunları söylemek istiyorum” diye konuştu.
Güneş, Aykut Kocaman'ın geçen hafta yaptığı açıklamalarla ilgili gelen sorular üzerine de şu cevabı verdi; “Geçen sene aynı olayı bana yaptılar. Onun konuşması önemli değil. Onu konuşturan ve destekleyenler çok önemli. İsimlerini de verebilirim. Geçen sene verdim. Bir söz söylenmesi önemli değil, o sözün kamuoyunda oluşturulması, olgunlaştırılması ve toplum üzerinde kullanılması önemli. Yoksa hoca konuşur, pas geçersiniz. Örneğin Akşam Gazetesi’nde yer alan haberde Manisaspor Kulübü Başkanı Kenan Yaralı Trabzonspor'un teşvik verdiğini söylüyor. Hikmet Karaman'ı aradım, sinirden köpürüyor, böyle bir şey olmadığını söylüyor. Ama yazı yazıldı, olay bitti. Böyle bir olaydan nasıl biz çözüm üreteceğiz. Hocanın ismini vermek istemiyorum, ne kadar sorumlu ve düzgün olduğunu medya mensupları yazıyor. Ama ben olsam o tarihten sonra lütfen derim, derdim. Trabzonspor maç sattı! Veya geçen hafta Fenerbahçe’den teşvik primi gelmedi de şimdi mi geldi? Öylemi söylemem gerekir benim. Bunu kim diyor? Yetkili, sorumlu adam diyor ve suçlayıp, çekip gidiyor. Sonra şehir olarak ben suçlanıyorum. Kitleler de bana, ‘Hesap soralım. Adalet için kan mı dökelim?’ diyor. Ben ne diyeyim o taraftara, nasıl durdurayım onları. Durdurmak istiyorum. Ama lütfen; bu insanlar, bu toplum aptal değil. Neler olduğu görüyor. Lütfen rica ediyorum! Şampiyon olursunuz, olmazsınız, biz yıllarca olmadık. Ben en çok haksızlığa uğrayan kişiyim. İsim veriyorum. Kemal Kapulluoğlu ve Şekip Mosturoğlu döneminde benim milli takımdaki görevime son verildiği zaman, para önemli değil, aşağılandığım. Onurumla oynandığı dönemde 'yetimin hakkını yedirmedik' diye beyanat verdiren yönetim tarzını oluşturanlar onlardır, hukukçular olarak. Bugün de aynı adamlar devrede. Ben belgelerini vereyim isteyene. Hiçbir şey değişmez. Onları değiştiremeyeceğiz. Ben diyorum ki futbol konuşmaya gerek yok. Fenerbahçe maçı olağanüstü bir maç olacak. Sabırlı ve sağduyulu davranacağız. Ondan sonra Beşiktaş maçını oynayacağız. Ama gelece yılların kurtarılması için bu ligin buzdolabına konulup, elden geçirilmesi gerekiyor. Görünmeyen büyük bir tehlike var. İngiltere’de şiddet olmuştu, şiddet görünüyordu. Kiminle konuşursanız konuşun kendi takımı tarafından yorumlayarak ve bunu gücünü kullanarak yapıyor. Hukuk da gücünü böyle kullanıyor, insanlar da. Güçlüyseniz haklısınız. Buradan çocukların geleceği karanlığa atılıyor. Ben çocuğuma; adaletli, düzgün ol, sana yapılan haksızlığa asla isyan etme. Bunlar geçer diyebilir miyim? Ben diyemem. Bin inanmıyorum ki, diyeceğim. Herkes kendini ve kimin ne yaptığını biliyor”
Güneş, bir gazetecinin “Sonuç için her yol mubah anlayışıyla Türk futbolunun sonu ne olacak?” sorusuna ise, “Onu ben değil yetkililer düşünsün. Futbol insanları birleştirmek için bir araçtı. Şimdi ise ayrıştıran bir araç oldu. Birbirini tanımayan insanlar sporla bir araya geliyorlardı. Bugün tam tersine ayrışıyor. Dediğiniz insanlar yabancı insanlar mı? Aziz bey, Aykut bey, X kişiler, bunlar neden biraraya gelemiyorlar. Kim yaptı bunları? Ben yapmışsam hesap vereceğim. Suçlular hesabını verecek. Çekmediği müddetçe bunlar böyle devam edecek. Bahsettim kimlerin ne olduğunu, nasıl ilişkileri olduğunu. Bugün herkes biliyor. Hukuken aklanabilirsiniz, vicdanen aklanamazsınız. Hukuka uydurursunuz. Hukukçular da buna uyarlar. Çünkü Türkiye'de böyle. Size söyledim, isimler verdim. Bunlar hukuku böyle uyguladılar geçmişte. Yine devreye giriyorlar veya yenileri ekleniyor. Çünkü bundan bir zarar çekmiyorlar. Ben çekiyorum, benim canım yandı. Elimdeki belgeleri gazeteciye verdim yayınlamadı. Şimdi olmayanları yazıyor. Benim isim vermem doğru mu? Canım yandığı için. Kullandığım bir söz var. ‘Hukukun gücü değil, gücün hukuku var’ dedim. Hiç değişmedi ülke, değişmiyor da. Bu söylemleri bir beklentim olduğu için söylemiyorum. Ne çocuğuma iş arıyorum, ne ihale ne de başka bir şey bekliyorum. Sadece huzur ve mutlu olmak istiyorum. Benim yaşım 60. 10-15 yaşında futbolculuğun serseri, ahlaksızlık işi olmadığını ispatlamak için yıllarca oynadım, hiç değişmedim. Olabildiğince sakin kalmaya çalıştım. Bugün benim canım yanıyor. Geçen 45 yılıma üzülüyorum. Keşke o günler olsaydı. Serseriler, ahlaksızlar işi olsaydı daha iyiydi. Şu an çok daha tehlikeli bir durumdayız” cevabını verdi.