1400’lü yıllarda, bugünün modern şehirlerde bulunan sosyal aktivite alanlarını bünyesinde barındıran Trabzon’un, bugün Gümüşhane ile olan sınırında, bir tarih ve medeniyet hazinesi, güneşin aydınlattığı yamaçlarda, “Gökyüzüne yakın, saklı kent” olarak da adlandırılan Santa Kilise ve tarih hazinelerinin yolu 10 yıldır tamamlanamadı, ama yine de yöreye 1 saat de gidilebiliyor.
Santa’nın yolunun yapılması ve tarihi eserlerin onarılarak turizme kazandırılması konusunda büyük çaba gösteren Arsin Belediye Başkanı Dr. Erdem Şen’in verdiği bilgiye göre, Santa yolunun Trabzon sınırları içinde kalan 36 km’lik kısmının 30 km’si asfaltlandı. 6 km’lik kısımda ise stabilize hale getirildi. Bu kısımda yakında asfaltlanacak. Gümüşhane sınırları içinde kalan 10 km’lik kısım ise iki ilin özel idareleri arasında yapılan protokol ile Trabzon tarafından ihale edilmesi kararlaştırıldı. Bu kısmın yapım ihaleside yakında gerçekleştirilecek.
Dr. Erdem Şen, “Doğu Karadeniz Turizm Master Planı” içinde yer alan Santa’nın yol sorunu ulaşıma büyük engel teşkil etmiyor. Bu şartlarda bile 1 saatte yöreye gidilebiliyor. Herkesin her yönüyle gezip görmesi gereken bir yer Santa” dedi.
Santa’nın yolunun 22 km’lik kısmı Karayolları ağında olduğu için daha sonra genişletilerek standart hale getirileceğini, yörede mevcut tarihi yapıların da restore edilip, onarılması ile sadece Trabzon’un ya da Türkiye’nin değil, Dünya’nın gezip görülebilecek bir tarih hazinesine kavuşmuş olacağını vurgulayan Arsin Belediye Başkanı Şen, yöreye en kolay ulaşımın Yanbolu vadisinden olduğunu da hatırlattı. Erdem Şen, “Sümela Manastırı’nın yer aldığı Altındere Vadisi, Çakırgöl ve Santa üzerinden Yanbolu güzergahı adeta altın bir zincirdir. Bu zinciri çok ama çok iyi değerlendirmeliyiz” dedi.
Santa nedir, nerededir?
Santa, vadilerle birbirinden ayrılmış 3 ayrı yamaçta yer alır. Bölgenin ilk olarak ne zaman iskan edildiği bilinmiyor. Orta Çağ’da var oluşu için kesin bir delil olmamasına rağmen, derebeyi anlaşmazlıkları süresince yarı müstakil bir Rum sığınağı olarak biliniyor. Ve bunun yanında 17. ve 18. yüzyıllarda nüfusunun arttığı biliniyor.
Santa ile ilgili en geniş araştırmalar, Karadeniz Teknik Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Nural Gündüzalp tarafından yapılmıştır.
Prof. Dr. Gündüzalp, Santa’yı , “Etrafı yüksek dağlarla çevrilmiş, dışa kapalı, hırçın fiziki özelliklere sahip olan bölgelerde kurulan yerleşmeler, genelde kültürel kimliğini yitirmeden uzun süre varlığını sürdürebilmişlerdir. Doğu Karadeniz’deki Pontic yerleşmelerden birisi olan Santa bölgesi de, böyle bir özellik göstermektedir. Santa tepelere kurulan köylerden oluşan bir yerleşme olup, bugün üzülerek söylemek gerekir ki; harabe halindedir” şeklinde tarif ediyor.
Etrafı Ziyaret ve Karakaban dağları, Zincirli, Kilise ve Uzunsırt gibi 2 bin metrenin üzerinde yükseltilerle kuşatılmış olan bölgenin girişe elverişli olan yeri sadece vadiye açılan kuzey kısmıdır. Burası, dışa kapalı, fakat kendi içinde su kaynaklarının varlığı ve bahçe ölçeğinde üretime elverişli toprağı ile yaşama elverişlidir.
3 yamaçta 7 mahalle..
Birbirini kuş bakışı çok net bir şekilde görebilen 3 ayrı yamaç üzerine kurulmuş olan Santa’da mahalle olarak 7 yerleşme bulunmaktadır. Eski isimleriyle Piştoflu, Binatlı, İhsanlı, Zerzili, Çakallı, Zincanlı ve Zurnacılı, bugünde yörede konuşma dilinde yer almaktadır.
Bu yerleşim yerlerinde özellikle 18. yüzyılın son yarısında inşa edilen resmi binalar son derece dikkati çekicidir. Günümüzde hala yayla göçerli tarafından kullanılan bu binalar, yapılan tahribat ve ilavelere rağmen göz alıcı durumdadırlar. Buradaki eserler, yerli gri renkli ve yumuşak taşlardan inşa edilmişlerdir.Daha çok dini içerikli yapıların bulunduğu yörede, ilk halk okulu, Rodopolis Başpiskoposunun vasıtasıyla 1863 yılında inşa edilmiştir.
Yapıların özellikleri..
Bölgede halen irili-ufaklı bir çok kilise bulunmaktadır. Bunlar genellikle 1860-1870 yılları arasında inşa edilmişlerdir. Bugün Doğu Akdeniz Üniversitesi rektörü olan ve Karadeniz Teknik Üniversitesi’nde de 30 yıla yakın görev yapan mimar Prof. Dr. Zafer Ertürk’ün de çalışmalarına göz attığımız zaman bu yapılarak bazı yapısal özellikleri daha iyi gözlemleyebiliyoruz.
3 apsisli ve 3 nefli olmalarıyla plan bakımından birbirlerine benzemektedirler. Yerel özellikler yanında en göze çarpıcılıkları bazilika planı oluşlarıdır. Apsisler ise çok sığ olup, kiliseler içinde dorik kaideli sütunlar göze çarpmaktadır.
Kiliseler
Santa’da yer alan kiliseler, Piştofli, İhsanlı, Binatla, Çingallı, Goballı, Terzili, Zurnacılı gibi kısımları dağıtılmıştır. Bu kiliselerin yanında küçük ev kilisecikleri de vardı. Kiliselerin büyüklüğü ve sayıları mahallelerin nüfusu ile orantılıdır. Sn. Christopher, St. Theodore, St. Kynake ve Binatlı Kutsal Elas Kiliseleri en dikati çekici olanlardır.
17-18’inci yüzyıllarda nüfus yoğunlaşmasının tespit edildiği Santa’ta, 19. yüzyıl en parlak dönemi oluşturmuştur. Yörede derebeyi egemenliğinin olduğu bir dönemde Santa, doğal konumu ile bağımsız ve korunaklı bir sığınak olarak Hrıstiyan toplumunun varlığını sürdürmesine elvermiştir. Santa’da tarım ve hayvancılığın yanı sıra, çevrede var olan kurşun ve demir gibi maden ocakları da işletilmiş, hatta demircilik önemli bir zanaat kolu haline gelmiştir.
Santa’da ilk yapıldığı gündeki orijinal durumunu koruyarak günümüze kadar ulaşmış ev sayısı hemen hemen yok gibidir. Zaman içinde kullanıcıları tarafından tahrip edilerek özellikle iç mekanları tamamen değiştirilen taş yapıların tarihi özellikleri neredeyse tamamen ortadan kaldırılmış gibidir.
Yapılarda malzeme olarak yöresel taşlar, belli bir işçiliğe tabii tutulmadan kullanılmıştır. Ancak bazıları daha geç dönemde inşa edildiğinden, Karadeniz’in karakteristik göz ve çatma dolgu tipinde, ahşap ve taş karışımı yapılmıştır.Evlerin içi tamamen ahşap ve genellikle iki katlıdırlar. Bu iki katlılık arazinin eğilimli olması nedeniyle aşağıdan iki, yukarıdan tek katlı görünüm şeklindedir. Yapıların alt kısımları işlik olarak kullanılmıştır. Karadeniz’in diğer yerlerinin aksine Santalılar hayvancılıkla pek iştigal etmemişlerdir. Sadece bazı aileler birkaç sığır beslemişlerdir. Bu nedenle eski konutların bir kısmında ahır bulunmamaktadır.
Santa’da bugün varlıklarını en iyi koruyan yapılar çeşmeler olmuştur. Bu da suyun hangi din veya ırktan olursa olsun, herkes için ortak bir ihtiyaç maddesinin oluşundan kaynaklanmıştır. Çeşmelerin önlerindeki yalaklardan küçük kanallarla hayvanların su içebileceği yerlere sular taşınmıştır.
Yazı ve Fotoğraflar : Murat TAŞKIN