Türkiye Kalite Derneği (KalDer) Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Doğan, “Turizmde bir marka olmamamız için hiçbir neden yok” dedi.
Doğan, "Turizm açısından bir marka olabiliriz. O bakımdan potansiyelimiz, modern tesislerimiz,doğamız, tarihi zenginliklerimiz var. Türkiye'nin turizmde bir marka olmaması için hiçbir neden yok. KalDer olarak turizmdeki gelişmeye önem veriyoruz" dedi.
Doğan, KalDer'in Türkiye'nin küresel rekabete hazırlanması için iş dünyasının, kamunun, sivil toplum kuruluşlarının mükemmellik hareketini içselleştirerek rekabet edebilir kurum ve kuruluşlar haline gelmesini amaçladığını kaydetti.
Kalite kavramının ürün kalitesinden başlayıp hizmet kalitesine geldiğini ifade eden Doğan, şöyle konuştu:
"Daha sonra da yönetim kalitesinden söz eder hale geldik. Bu bütünlüğün son aşamasında da düşünce kalitesi var. Bir yönetim ve düşünce kalitesi ülkede yaşayan insanların toplumun yaşam kalitesinin yükseltilmesidir. Türkiye'nin büyümesine destek veriyoruz. İhracatımız da 'kalite'nin olmazsa olmaz şartımız olduğunu biliyoruz. Türkiye'nin dış pazarlardaki itibarında, yüzde 50 Avrupa Birliği pazarının rol alması çok önemli bir etken. Bu pazarlara kalitesiz bir mal vermeniz mümkün değildir. Kalite ve fiyat dengeli bir şekilde gitmek zorundadır. Son dönemde Avrupa'daki ekonomik kriz nedeniyle Avrupa'ya ihracatımızın düşmüş olması Türk sanayicisini yıldırmadı. Sanayicimiz yeni pazarlara açıldı. Avrupa'da, Türki cumhuriyetlerde, doğu blokun eski ülkelerinde, Asya ülkelerindeki yayılımın temel gerekçelerinden biri de budur. Orada kazandığımız tecrübe teknolojik ilerleme bizi burada başarıya götürmektedir."
"Turizmde bir marka olmamamız için hiçbir neden yok"
Doğan, Türkiye'nin yakaladığı potansiyel ve işletmelerinin gücüyle çağdaş yönetim teknikleri ve son yıllarda Hükümetin Ar-Ge destekleriyle inovasyon yolunda, büyümede önemli adımlar atabilecek konuma geldiğini bildirdi.
Türkiye'nin, önündeki hedeflerinin katma değerini artırmak olduğunu dile getiren Doğan, şöyle devam etti:
"Ülkemiz, marka değeri haline gelmek için çaba sarf ediyor. Seri üretimden çıkarak özelliği olan ürünlere yönelmemiz gerekiyor. İşin sırrı burada yatıyor. Turizm açısından bir marka olabiliriz. O bakımdan potansiyelimiz, modern tesislerimiz, doğamız, tarihi zenginliklerimiz var. Türkiye'nin turizmde bir marka olmaması için hiçbir neden yok. Doğru işleri, doğru zamanda yapmalıyız. Turizm sektörümüz kriz zamanlarında bazı kırılmalar yaşadı. Bunları aşmamız gerekiyor. Daha üst segmentlere, daha yüksek gelir düzeyine hitap eden, örneğin, tarih, kültür, golf turizmi gibi sahalarda açılımlar yapmamız gerekiyor. KalDer olarak turizmdeki gelişmeye önem veriyoruz. Antalya'da uluslararası çalışan pek çok otelle işbirliği yaparak, mükemmellik modelini buralarda uygulamaya çalışıyoruz. Bu işbirlikleri önümüzdeki yıllarda meyvelerini verecek."
Turizmin Türkiye'nin en önemli sektörlerin biri olduğunu vurgulayan Doğan, "İhracatta birinci kalemimiz otomotivdir. Ancak turizm, otomotiv sektörünü de aşmıştır. Türkiye'de bıraktığı katma değer açısından turizm daha öncelikli konumdadır. Turizmde marka olma ve vizyonumuzu doğru belirleme yolunda önemli adımlar atmalıyız. 30 milyon dolara giden bir eğriyi görüyoruz. Türk turizmi, 30 milyar dolarlık bir hacme ulaşacak. Bu büyük bir iş gücü potansiyeli barındırıyor" diye konuştu.
tourexpi.com