Topu oyuna akıl ve ustalıkla sokan stoperlerden birisi. Ama onu farklı kılan asıl özelliği centilmenliği ve kulübüne duyduğu aidiyet duygusu. Birçok futbolcu kendine Avrupa’ya gitmeyi hedef olarak koyarken o sadece Trabzonspor’da oynayıp, kariyerini bu şekilde tamamlamak istiyor. Tribünlerin “Trabzon’un çocuğu” diye hitap ettiği Mustafa, Trabzonspor Dergisi’nin Nisan sayısına konuk oldu. İşte Mustafa’nın röportajından satırbaşları...
Takımın ligde yaşadığı bu kötü gidişatın sana göre sebepleri neler?
Takım üzerinde en büyük olumsuz etkiyi 2010-2011 sezonunda şampiyonluğumuzun verilmemesi yaptı. O sezonun sonunda çok iyi olan kadromuz dağıldı. Yerine yetenekli oyuncular geldi ancak takım bütünlüğü kolay oluşmuyor. Bu sezon ise üst üste talihsizlikler yaşadık. En önemlilerinden bir tanesi Videoton’a elenmemiz diyebilirim. Üzerimizde ciddi etkileri oldu. Ayrıca bugüne kadar oynadığımız maçlarda kritik hakem hatalarına maruz kaldık. Bu hatalar kırılmalara neden oluyor. Örnek vermek gerekirse Fenerbahçe maçında attığımız golün verilmemesi bizi çok kötü etkiledi. O gol verilse taraftarımızı da arkamıza alacaktık ve maçı kazanacaktık.
Kalan maçlar için neler söylersin?
Marka değeri çok yukarılarda olan Trabzonspor Kulübü’nün içinde bulunduğu durum bizi çok üzüyor. Amacımız önümüzdeki tüm maçlarımızdan galibiyetle ayrılmak. Takımın oyuncu kadrosu bunu başarabilecek kalitede ve güçte.
Trabzonlu oyuncu olmak senden beklentileri ve dolayısıyla omzundaki sorumluluk yükünü arttırıyor mu?
Trabzonlu olmak tabi ki üzerimizdeki sorumluluğu arttırıyor. Örneğin kaybettiğimiz maçlardan sonra evden dışarı çıkamıyorum. Bursaspor maçı sonrası iki günlük izinin tamamını evde geçirdim. Büyük üzüntü yaşadım. Hatta evin eksiklerini gidermek için bile çıkmıyorum. Her şeyi eşim hallediyor. Bunun dışında takım içinde oyuncu arkadaşlarıma yardımcı olmak ve yaşanan kötü gidişin son bulması için elimden geleni yapıyorum. Oyuncu arkadaşlarımla konuşuyorum kulübün büyüklüğünden, taraftar yapısından ve camianın beklentisinden bahsediyorum.
Takım ligde hedefin uzağında kalsa da kupada yarı finale yükselmeyi başardı. Bu konuda neler söylersin?
Kupada iyi mücadele ederek yarı finale yükseldik. Bu sezon kupayı kazanarak ligi telafi etmek istiyoruz. Ayrıca kupayı kazanırsak Avrupa’ya da gidebileceğiz. O nedenle kupayı kazanmak çok ama çok önemli.
Tolunay Kafkas’ın diyaloğundan ve takım üzerindeki etkisinden bahseder misin?
Çok iyi bir teknik adam. Bizimle iyi diyalog kuruyor. Hırslı ve o hırsını bize de yansıtıyor. Oynadığımız futbol da fena değil ama bir türlü galibiyet serisi yakalayıp özgüvenimizi sağlayamadık.
İki stoperin uyumunda hangi faktörler öne çıkıyor sence?
İki stoperin çok iyi yardımlaşması gerekiyor. Birbirinin açığını kısa sürede kapatabilmeli. En önemli faktör bu.
Enerjin ve gücünün yanı sıra giderek topu daha iyi kullanan bir stoper olarak çıktın karşımıza. Bunun için nasıl çalışmalar yapıyorsun?
Bu özelliğim altyapıya dayanıyor. Futbola orta saha oynayarak başladım. Bu bölgede oynayınca doğal olarak pas özelliğim gelişti. Sonrasında fiziğim nedeniyle stopere çekildim. Böylelikle savunmada oynasam da yine topu olumlu kullanmaya çalıştım. Savunma oyuncuları için çok önemli bir özellik. Ayrıca terlettiğim forma benim çocukluk hayalim. Bu forma için elimden ne geliyorsa fazlasıyla yapmaya çalışıyorum.
İki yıl önce yaptığımız söyleşide, “Özgüvenim arttıkça topu oyuna sokma özelliğimi daha iyi sergileyeceğim” demiştin. Gelinen noktada özgüveninin hangi durumda?
Özgüvenim arttı. Takımı sahiplendim ve bir parçası oldum. Şuan puan sıralamasında üstlerde olsak, bu özelliğimi daha da iyi sergilerdim. Şimdi biraz daha garanti oyunu tercih ediyorum.
Kupada bir maçta iki gol atmayı başardın. O goller sana neler hissettirdi?
Attığım goller sonrası büyük mutluluk yaşadım. Aslında gol şansı olan bir futbolcuyum. Özellikle duran toplarda bir şekilde topla buluşurum. Sezon başına en az 4-5 gol atmam gerektiğine inanıyorum.
1461 Trabzon’da oynadığın dönemde Trabzonspor’un idmanlarını izlerdin. O zaman aklından neler geçerdi?
Trabzonspor’un kadrosunda olmayı çok istiyordum. Bunu düşünürdüm. Ayrıca takımda o dönem Song gibi dünya çapında bir oyuncu vardı. Ayrıca Egemen Korkmaz vardı. Onları izlerdim. Duruşlarına, çalışmalarına bakardım. Song özel bir oyuncuydu.
Kısa ve uzun vadeli hedeflerin neler?
Kısa vadede Türkiye Kupası’nı kazanmak ve A Milli takımda forma giymek, uzun vadede ise kariyerimi Trabzonspor’da tamamlamak en büyük hedefim. Trabzonspor’a büyük hizmetlerde bulunmak istiyorum. Birçok futbolcu Avrupa’ya gitmeyi hayal eder. Benim hayalim hep burasıydı. Avrupa’ya veya başka bir takıma gitmeyi hiç düşünmedim. Bu büyük hedeflerim olmadığı anlamı taşımaz. Bana göre en büyük hedef Trabzonspor’da sembol olabilmektir. Hayatımın geri kalan bölümünde Trabzonsporlu Mustafa olarak anılmak istiyorum.
Taraftarlarımıza neler söylemek istersin?
Taraftarlarımıza bu zor dönemde bize verdikleri destek dolaysıyla teşekkür ederiz. İnşallah onlara layık sonuçlar alacağız. Ayrıca taraftarların bana, “Trabzon’un çocuğu Mustafa” diye hitap etmesi beni çok mutlu ediyor.