Sürmene deyince…
Göz terazi,
Tükürük şakul;
Diyen,
Önce ahşabı, şimdilerde metali işleyerek gemi yapan Sürmeneli ustalar geçer gözümün önünden.
Sonra…
Ray demirini döverek bıçağa,
Sonra da verdiği su ile bıçağı çeliğe dönüştüren
Sürmeneli bıçakçı ustaları anımsarım.
Kan oluklu, Sürmene Sivrisi…
Sürmene Evleri…
Ve türküler,
Süreyya Davulcuoğlu’nun sesinden Akçaabat Festivalinde dinlediğim;
Oy Sürmene Sürmene
Kızlar giyer fermene
Fermenenin altında
(Akçabat’ta Festival alanını dolduran 10bin kişi tamamlamıştı son mısrayı)
İnce gudukli meme…
Sürmene’de on sanayi parseline sahip olacak tersane bitmek üzere.
Şimdi sorunları konuşma, “ben”’ olma halinden “biz” olma haline geçme zamanı.
Tartışılacak ve katkı verilecek çok konu var.
İsmini bile yeni duyduğumuz gemileri üretmek,
Tersanecilikte bakım onarım işleri…
Tersane de insan vücudu gibi
Kalp, böbrek ya da mide… İyi çalışmazsa sonuç nasıl yıkım oluyorsa insan vücudunda…
Göz terazi,
Tükürük şakul;
I ıh.
Önce çağdaş ve sürdürülebilir rekabetçiliğimizi geliştirmek…
Kümelenmeyi…
Yani Sürmene’de tersanecilikte bütün paydaşları ortak değer üretmeye davet etmek ve bunu başarmak…
Sonra metal ve gemi inşa ile madencilik sektörüne hizmet edecek Bölgesel AR-GE ve İnovasyon Merkezini kurmayı gerçekleştirebilmek…
Bir çift sözüm var;
Sayın Faruk N. Özak’a (Bakan)
Sayın Cevdet Erdöl’e (Milletvekili)
Sayın Recep Kızılcık’a (Vali)
Sayın Fikri Usta’ya, (Belediye Başkanı)
Sayın Muammer Yüceler’e (Vakıf Başkanı)
Sayın Rıfkı ağabeyime (Kooperatif Başkanı)
Sayın Mustafa Özarslan’a (Kaymakam)
Sürmene’de asıl acı ve sancılı dönem şimdi başlıyor.
Bunun tam adı “ben” den “biz”e geçme dönemidir. Birlikte değer üretebilmektir.
Zamanı, öğrenmeye, bilmeye ve enerjimizi uzlaşmadan yana kullanmaya harcamalıyız. Bunun için henüz fırsatımız var…
Yoksa dünya ile rekabet yerine yer bitiririz kendimizi.
Göz terazi,
Tükürük şakul;
Başlangıç günlerinin nostaljisi olarak kalmalı.
Hatta bir parselde bir ustamız bu nostaljik yöntemle üretimini sürdürmelidir.
Sürmene Gemi Sanayi, Trabzon’u DOKAP İllerinden ayıran önemli bir özelliğimiz.
Trabzon yerel kalkınmasında sürükleyici (lokomotif) sektörlerin önde olanlarından biri…
Bir STK olan TSİAD bu süreçte TÜBİTAK’ın desteklediği “Metal ve Gemi inşa Sektörü” inovasyon merkezinin kurulmasını sona aşamaya kadar taşımıştır;
Paydaşların bir araya gelmesi ve “elimizi biz de taşın altına koyuyoruz” demesi aşamasındayız.
Sizce de Sürmene’de ki gemi inşa (tersanecilik) ve bıçakçılık Trabzon’u farklı yapmıyor mu?
Tersanede çalışan bir kişi dışarıda üç kişiye iş sağlıyor.
İşimiz zor ama olanaksız değil.
Siz ne dersiniz?
Yazan: Recep Ergenç